KISTASİ MUSTEKÎM


Kerim olan Kuran’daki 4 mustekîm yoldan birisi de Kıstasi Mustekîm’dir. İnsanın tercihlerinde ve eylemlerinde, ölçüt olarak Rabbisi’nin yoluna rağbet etmesidir.

Şuayb’ın kavmi;


26.185 - Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin.

26.186 - Sen, yalnızca benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin ve biz senin gerçekte yalancılardan olduğunu sanıyoruz.

26.187 - Eğer doğru sözlü isen, bu durumda gökten üstümüze bir parça düşürüver."


26.188 - Kale rabbi a'lemu bi ma ta'melûn.

26.188 - Dedi ki: "Rabbim, yaptıklarınızı daha iyi bilir."


Daha doğru bir yaklaşımla;


26.188 - Dedi ki: "Rabbim, işlediklerinizi işlerkenki TERCİH ETTİĞİNİZ YÖNTEMİ, daha iyi bilir."


Ta'melûn, yani a’mel yani işlemek fiilinin ت te harfi ile başlatılması ile amelin sonucundan ziyade o ameli gerçekleştirirkenki seçilen yönteme işaret edilmekte. İşlenilen şeyin sonucunun doğru olması, her zaman doğru bir yöntem ile o sonuca ulaşıldığını göstermez. O doğru yöntemin vezini yani ölçütü ise Kıstasi Mustekîm’dir (26.182).


ÖLÇÜTÜN yani KISTAS’ın neydi de o eylemi yaptın.. Bir inkarcı da çokça doğru ve RÜŞDE UYGUN eylemler gerçekleştirir. Nitekim yukarıdaki ayetlerdeki Şuayb’ın kavmi de Rüşd’ten bahsediyor Şuayb Aleyhisselam’a.. Kuran‘da, firavn da dahil olmak üzere hakikati inkarda ileri gidenler de çokça Rüşd’ten erdemlilikten olgunluktan bahsederler. Ve kendileriyle tutarlı olarak eylemlerinin sonuçları da doğrudur çoğu zaman belki de.. Ancak KISTASLARI yanlıştır.. Benim kıstasım vicdanımdır diyor örneğin adam kadın. Allah ise KISTASİ MÜSTEKÎM’e davet ediyor. Vicdana değil. Kıstas ya da ölçüt eylemde icra edilen yöntemin Kuran’a ne denli uygun olduğu, ve kişinin bu eylemi gerçekleştirirken ne denli takva ile hareket ettiği ile ilintilidir.


2.2 - Zalikel kitâbu la raybe fih, hudel lil muttekîn.

2.2 - Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir kitaptır.


Muttakiler için ancak.. Takva sahipleri için yani.. O halde takva ne demek? En öz haliyle SAKINMAK demek. Nasıl bir sakınmadır Takva? Dikenli bir bahçede yürürken dikenler batmasın diye dikkatli dikkatli yürümek gibi.. Bak mayın tarlası değil, nefsinin sevdiği çiçeklerin dikenleri.. Görüyorsun yani gözünle tehditleri açık açık.. Sen sakındıkça yol göstericin rehberin Kitap olur (2.2).. Daha çok sakındıkça daha da çok olur inşallah. 


Sizin en hayırlınız imanca en üstününüzdür demez örneğin. Allah katında sizin en Keriminiz (en Şerefliniz, ziyadesiyle en değerliniz) TAKVACA en üstün olanınızdır der (49.13). 


Kerim sıfatı, aynı zamanda Allah’ın ismi olması hasebiyle de hem hayır (iyilik) kavramından üstündür hem de TAKVA’ya ne denli güçlü bir vurgu yapıldığının delilidir. 


Allah herkesi farklı zeka, farklı algılama ve farklı kavrayış potansiyeli ile yaratmıştır. Kişinin içinde bulunduğu şartlar gereği çabası ölçüsünce imanca derecesi de “küçük” farklılar gösterebilir, aynı çabada lakin farklı şartlardaki bir insana nispetle. Bununla birlikte TAKVA yani Allah’tan sakınma içgüdüsü her türlü şart ve imkandan bağımsızdır.


Allah’ın kendisine verdiği nimetleri yine Allah yolunda derin bir kavrayış elde etme düsturu ile kullanan bir bilim insanı, gördüğü ve eriştiği her delille imanını pekiştirmiş ve oldukça yüksek bir iman bilinci ve seviyesine erişmiş olsun örneğin. Uzak bir köyün bir göz odasında kısıtlı imkanlarla hayata tutunmuş imanca kuvvetli ancak imanını pekiştirecek deliller kendisine mevzubahis bilim insanı kadar aşikar olmamış bir insan olsun bir de. İkinci kişi Allah katında TAKVACA ilkine göre DAHA KERİM olabilme potansiyeline daima sahiptir.


TAKVA’nın ŞAŞMAZ TERAZİSİ SİNELERİN ÖZÜNDE SAKLI DURANI BİLEN ALLAH’ın İLMİNDEDİR.


TAKVA yani SAKINMAK en önemlisi.. Rüşd olandan Erdemli olandan, KENDİ BENCELERİMLE yani hevamla hüküm veririm de, aksini yaparım diye sakınmak.. Peki buradaki doğruluğun ve doğru yöntemin epistemolojik ölçütü nedir? Neye göre sakınacağız? Takva ile Rüşd arasındaki ince çizgide Mümin için ölçüt nedir?


KIST’tır. Takva, kalbim temiz, niyetim temiz, vicdanım temizcilik değildir. Ölçütünün, vezininin Kıst’a ne denli uygun olduğunu sürekli kontrol ederek sakınmandır (ف). Kıst, adaleti gözetme içgüdüsü ile, Rahman’ın yarattığı düzenin işleyişine uygun fiiller geliştirmektir. KISTASİ MUSTEKÎM ise Kıst’ın en dosdoğru istikametidir.


Kıstasi Mustekîm ile yürünen yol Rüşd bir yoldur. 72.14’te kıst kavramı çoğul kullanımla zulüm olarak gelirken, aynı ayette Müslümanlar‘ı Rüşd’e götürecek asıl yolun Kıst’ı tekil tutmak olduğu vurgusu dikkat çekicidir. Kıst’ın tekil olduğu yerlerde adalet, bununla birlikte çoğul olduğu yerlerde zulüm manasına gelmesinden Kıst’ın ne eksiltilip ne de artırılamayacağını, tıpkı yemeğin tuzu gibi eksiği de fazlası da olmaması gerektiği görülür.


Rüşd bir yolda kişinin Fuad’ı gördüğünü yalanlamaz (53.11). Aksi halde Kıstasi Mustekîm’i BİR ÖLÇÜT OLARAK yok sayıp tanımayarak müstehzi bir tavır takınanların kendilerinde var edilmiş Fuad’ları kendilerine bir şey sağlamaz (46.26).


Ve Fuad’ları fariğa içine düşer (28.10). Yani İslam’dan yani Rüşd’ten uzaklaşmaktan kaynaklı büyük bir boşluk duygusu.. Fariğa durumunun kurtuluşu ise Sadr’ı baştan ya da yeniden İslam’a inşirah olmuşlara İnşirah suresi 7.-8. ayetlerde yine aynı kelime kökü ile veriliyor:


94.7 - Feiza ferağte fensab.

Şu halde bir iş ve oluştan boşalır boşalmaz, yeni bir işe koyulup durmaksızın yorul (feNSAB sürekli durmaksızın nasibini ara).


Üç kelimenin üçünün de başında fe ف harfi ile gelmesi, ف harfinin süreklilik anlamı katmasıyla beraber; o her boşluk duygusunun zuhur ettiği her zaman muhakkak durmaksızın nasibini aramaya yorulmaya devam et anlamını getiriyor.


94.8 - Ve ila rabbike ferğab.

Ve yalnızca Rabbine rağbet et.


Rağbet ise bir şeyi istemek ona yönelmek bununla birlikte onun dışındaki varsa muadillerini alternatiflerini aklının ucundan dahi geçirmeyip istememek. Bir erkek eşine rağbet ediyorsa örneğin, dünyanın en güzel kadını da karşısında olsa, eşinden başkasını gözü görmez. Rağbet güçlü bir yönelim ile o tek olana yüzünü kalbini gönlünü dönmektir. Sadece O tek olanı istemek, sadece O tek olana yönelmek. Rağbet fiili yine başında ف ile yani süreklilik anlamı ile geldiği için tereddütsüz sürekli Rabbin’e rağbet et.


İslam Rüşd’tür (72.14). Rüşd’e uygun olmayan hiçbir şey İslam’a da uygun değildir. Rüşd ise tüm iş ve oluşlardaki vezinini, ölçütünü Kıstasi Mustekîm’e göre belirlemektir. İnsanlar Kıst’ı ayakta tutsunlar diye Kitabı ve mizanı indiren (57.25) Alemlerin Rabbi’ne Hamdolsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUR’AN’I NASIL OKUMALIYIZ?

MUVAFFAKİYET

GIDALI ŞİİRLER