YAŞAMAK ŞİİRLERİ


DÜZ BEYAZ VIVRE SA VIE

Durdu..

Gelinciklerden bir özgürlüğün

Nefes aldığı bir ihtimalde

Denizlerin çırpınışını dinledi

Günün geceye karışması gibiydi

Kumlarca ömürler biriktirmişti..

Durdu..

Hercai menekşelerin hüküm sürdüğü

Bir evrende

Beyaz kuyruklu

Bir piyano tamircisi gibiydi..

Leylak bir cenaze merasiminde

Siyah beyaz çiçekler tutuyordu

Uykudan uyanmış bir çıplaklıktı

Düz beyaz mıydı özgürlük..

Kelebeklerden mülhem

Bembeyaz bir nefeste

İçi mi gözüküyordu

Şeffaf camdan bir tende

Çıplak bir ömürü soluyordu..

Düz beyaz mıydı

Her bir ömür tanesi..

O ömürler ki

İhtimaller evreninde..

Ve o tanelerden birinde

Muhakkak

Denizlerin çırpınışından da beyaz

Düz beyaz bir

Özgürlük vardı..

Nerede kaldı ki ömürler..

Durdu..

16 Eylül 2013


DÜZ SİYAH VIVRE SA VIE

Sadece eski bir yazıydı

Önceleri hep aynı harflerle..

Zaman neredeydi

Hep aynı yoldaydılar..

Belki de zaman hep aynıydı orada..

Gecenin nefeslenmesi gibiydi..

Seher vakitlerinde sessizliği bozan

Bir kır kırlangıcı gibi

Yazıyı icat eden adamı düşündü

Kendine bir prospektüs yazdı

Yan etkilerine aldırmadı..

Kelimeler için harfler arıyordu

Düz siyah bir doğum evinde

Siyah bir ölümün doğumunu görüyordu..

Siyah her bir ölüm

Düz siyah bir doğuş değil miydi zaten..

Romantik şairler gibi

Güller aradı

Kurumuş ovalarda..

Bulamadı.

Solmuş yağmurlardı

Kiremit kokusu..

Yağmur değmiş gibiydi..

Düz siyah bir harf yığınında

Yangın yerine döndü

Kırmızı çiçek bahçelerinden

Geçercesine

Yandı da

Kıpkırmızı oldu

Ellerinde hortumlarıyla

Koştular

Bir yangını söndürmenin

Çalımıyla

Resimler çizdiler..

Tertemiz esen bir rüzgarda

Kırmızı bahçelerden geçmeyi

Hayal etti de

Avuçlarıyla dokunmayı

Çiçeklere ıslak..

Hayal edemedi bir türlü

Denedi ama yapamadı..

Denedi

Ama

Yapamadı..

Düz siyah bir rüyada

Kendi doğumuna

Bir yer

Bulamadı..

16 Eylül 2013


HEMOFİLİ

Dehlizlerinde bir ömrün 

Yıldız kümeleri

Tarlalar ve

Bir avuç su

Karanlığı delen

Bir yıldızın

Unuttuğu bir ses 

Yaşamak suretlerinde 

Parçalanmış aynalar 

Kaldırımlar ömür

Ömür ki

Dilinmiş bir limon kadar tuzsuz 

Tuzsuz ki örtülmüş yürekleri 

Nerelerden geldi ölümün begonyaları

Tazelenmiş bir mektup gibi

Kalamış kokan bahçe nergisleri

Sessiz bir sessizlikte

Kan damlamış yürekler

Bütünü bozmuş

Atlar kadar özgür

Bir ay ışığı tarlası

Ve susuz bir limonluk..

Ayinlerinde bir ömrün

Ay ışığı tarlası kadar

Mendil danteli..

Sevmek kadar bir ömür..

Ömür kadar nehirler..

Ateşten gemiler..

Ve kaneviçeler..

Aynalar ki

Bir yaprak ayininde

Kuraklığında özleminin

Bir limon ayini

Sonsuz bir

Sıcak çikolatası

Bilinmeyen bir avrupa masalının..

Ya özgürlük

Ya da sen..

Özgürlük ki

Bir yaprak ayininde

Yanmış limonluklar kadar edip

Edip kadar

Göğe bırakılmış

Bir balon sessizliği..

Neredendi?!

Neredendi özgürlükler 

Özgürlükler bir buluta sormuş

Yanmış bir yaprak ayini

Nedir diye,

Demişler ki

Hemofili!

28.08.2013


ASANSÖRLÜ RÜYA

Yaşamak için

Ölmek için

Vakit artık

Çok geç oldu..

Nehirlere bulandı

Güneşlerin doğduğu vakitler..

Kan kırmızı nehirlere..

Karanlıkların çöktüğü vakitlere

Karanlık yağmurlar yağdı 

Karanlık sokaklara.. 

İnsan bir akşamüstünde

Hüsrana uğradı

Asra yemin olunan

Bir hüsrana.. 

Rüyada

Bir asansör vardı 

Aynı rüyada.. 

Uyandı..

Öylece kalakaldı. 

İki de yıldız vardı.. 

Ve şimdi

İnandı mı?

Çakıl taşından

Bir de tepe vardı..

Ve şimdi

İnandı mı?

Rüyadaydı..

İki farklı uzay zamanın

İki farklı rüyasında..

Tek bir çakıl taşı

Noktadan mıydı yoksa? 

Göz gördüğünde yanılmadı. 

Kalp de yalanlamadı..

Yaşamak için

Ölmek için

Vakit artık

Çok geç oldu..

Karanlık yağmurların 

Asansörlü rüyalarında 

İki de yıldız vardı..

15 Ağustos 2013


IRMAKLAR NE

ırmaklar mı akan

akan mı ırmaklar

dejavular mı

mı dejavular

nereden aktığı

unutulmuş mu

nehirler

mu nehirler

kapandı

kapandı

kapandı gözler

mi gözler

bir çiçek olsun

bir yerinde

adı da yine

lavinya olsun

erguvanların

su içtiği

nehirler boyu

at süren

bir unutulmuş

sardunya olsun

olsun ki

yeniden bulsun

ölmüş bir güneşin

doğumundan

arta kalan sancılarını..

ve elbet nehirler

nehirler mi ki

hanımelilerle nefes alan

nehirler mi ki özgürlük

sen bilemeyeceksin

adın lavinya olsa da

duyamayacaksın

unutulmuş lavinyalardan

arta kalan ırmaklar..

ırmak ne

ne ki ırmak..

sessizliğin içinde

bir gün doğumu

ölmüş bir güneşe

bakan donmuş bir zaman..

duran ve hep duran..

ne demek ki ırmak

yollar ve yollar

hep var olan

donmuş bir zaman

yaşamak özgürlükler içinde

nefes alan

bir dolunay

nehirlerin doğduğu

ölmüş güneşler gibi..

gibi güneşler..

ve bir gün gelecek

bir gün yaşamak için doğacak

bir sessiz filmde

ağlayan

bir koca nehir olmak için

gelecek

nefessiz bir yarının

donmuş bir güneşinde

yaşamak için gelecek

kapandı

kapandı

kapandı gözler

ve elbet yarın

ve elbet yarın

ve elbet yarın

yarım bir nefesin doğumu

gibi

donmuş bir zamanda kalmış

lavinyalara yaşayacak

sessiz mi artık güneşlerin

sessiz mi ki de nedir ki

ki mi dejavular

mi ki yoksa

dejavular ve güneşler

hep kirli dolunaylar

karanlık bir ölümün

apaydınlık sesi nehirler

nehirler mi ki lavinyalar

unutuldu unutuldu

unutuldu

sanma..

yaşamak

nehirler boyu at süren

erguvan bahçelerinden doğru

denize kavuşan

ölmüş kalmış güneşlere benzer

yaşamak

nehirler boyu at süren

erguvan bahçelerinden doğru

denize kavuşan

ölmüş kalmış güneşlere benzer

yaşamak

nehirler boyu at süren

erguvan bahçelerinden doğru

denize kavuşan

ölmüş kalmış güneşlere benzer

yaşamak

nehirler boyu at süren

erguvan bahçelerinden doğru

denize kavuşan

ölmüş kalmış güneşlere benzer

yaşamak

nehirler boyu at süren

erguvan bahçelerinden doğru 

denize kavuşan

ölmüş kalmış güneşlere benzer..

25 nisan 2013




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUR’AN’I NASIL OKUMALIYIZ?

MUVAFFAKİYET

GIDALI ŞİİRLER