BETA COMAE BERENİCES

Yedi adın var senin..

İpek misin lapiska

Nergis misin manolya

Zümrüt müsün pırlanta

Kiraz mısın dudakta..


Ben aslında çok defa öldüm

Nereden geldim

Nasıl yaşıyorum şuan

Bilmiyorum..

Öldüğüm yerler de

Kaybolmuş hep.

Nasıl doğdum

Kime verdiler beni

Bilmiyorum..


Sonra kalk gidelim dedi

Ulus’tan bir parkta

Merdivenlerde koşalım dedi.

Bir küçük kız varmış

Kolyesinde bir ben varmış

Bir takımyıldızdan yansımaymış

Arkasından annesi çığırdı

Pis yalancı Zeynep

Yine ne muzurluk peşindesin

Diye çıkıştı.

İki denizin birleştiği yerde

Bir de kaya vardı..


Aslında hep gördüğüm

Ama aslında hiç görmediğim

Bir çiçeği aramaya giriştik

Tarif edebiliyordum yalnızca.

Beyazdı

Geniş taç yaprakları vardı

Tül gibi bir içi vardı

İpek gibi lapiska gibi

Platin sarısı bir saç gibi

Uzun uzun tüyleri vardı

Saçının yanına getirdi

Şöyle bir baktı

Bununla değiştirelim saçını dedim

Alımıyla gülümsedi

Eylüller imrendi ekimler kıskandı

Yumuşaklığından ipekler hürriyet..

Uhuvvet müsavat meşveret..


Savaşın en kızgın yeriydi

Merhamet etmeyin diye bağıranlara

Merhamet ediyorduk

Feveran eden tandırlarda yakıyorduk.

Üzerimize koşturan fillere

Güneşler atıyorduk.


Manolya olmasın yoksa dedi

Yaprakları bol bir ağaçtı dedim

Hisardan bir bank bulduk

Manolyadan bir ağacın altına oturduk

Kuytulardan bir boğaza hapsolduk.

Gökten nergis döktüler üzerine

Buram buram nergisler

Tüllü tüllü nergisler

Kurdeleli cakalı nergisler..

Güzel mi koksam

Güzel mi görünsem diye

Bilemeyen nergisler

Bu nergisler de

Kendilerini çok beğeniyorlar

Ekmek fırınından yeni çıkmış

Sıcak ekmek sanki..

Nergisler..

Sana bir hırka alalım mı dedi.

Topraktan bitelim dedim.


Cebimize güneşler toplaya toplaya

Akacak kanın kalmadığı

Çok uzaklarda bir gezegene geldik

Böğürtlenler sarmış her tarafı..

Beyaz elbisesi vardı

Avuçlarımıza dikenler batarcasına

Avuç avuç yedik böğürtlenlerden

Bıkmadan usanmadan yedik

Biz hiç bırakmadan hep böğürtlen yedik

Gezegendeki akan tek kan avuçlarımızdaydı

Beyazlı böğürtlenliydi rengimiz artık

O kadar çok böğürtlen yedik ki

Biz hiç durmadan böğürtlen yedik.

Kanayan ellerimiz tutuştu

Kanlarımız birbirine karıştı

Tepelerden denize doğru koşturduk

Artık rengimizin sıfatları çoğalmıştı

Beyazlı böğürtlenli deniz..

Bir koyup

Üç almak gibiydi…

Gibi gibiydi…


Gayzerlerden fışkırıyordu

Düşmanın nefreti

Cebimizdeki güneşleri

Kafalarında kırdık

Üzerlerine tarçın döküp gömdük.

Kinlerinden şişmiş ödlerini

Kedilere yedirdik.


Ağustostan on beşte

Maltepeden bir sahil miydi neydi

Hayatımın en kötü gününeydi.

Ben aslında çok defa öldüm

Ben aslında mütemadiyen öldüm

Sonra nasıl doğdum

Bilmiyorum.

Her doğduğumda

Zümrüt bir biberonla

Emzirdiler yine beni.

Zümrütün içinin kırıkları

Mecd eder hani duruluğunu..

Öyle güzeldi sevgisi..

Pırlantalardan bir tarlaydı

Aralarından ırmaklar akan

Mor salkımlardan bir bahçeydi

Gözünde yaşlar vardı

Pırlanta mısın aşk mı dedim

Arası bir şey olsa gerekti..


Derken yeni ordular gönderdiler

Cibt onulmaz bir sapkınlıktaydı.

O tuğyandan biz imandan

Bıkmazdık..

Adımız

Yusuf muydu Musa mıydı

Şuayb mıydı İsa mıydı

Davud muydu Yuşa mıydı

Yoksa

Ha Mim miydi asa mıydı..

İliklere işleyen bir alev olduk

Ordularını derinlerden uzaylara

Karadan deliklere gömdük.

Firavun muydu asa mıydı

Diye sordu cibt.

Asaları bile yaktık sana

Ey ğayyanın odunu dedik.


Yine hep olduğu gibi

Bir bayram günüydü

Çocuklar gelmişti kapıya

Kristal bir şekerliğe

Meyve dolduruyordum

Kayısıdan hurmadan

Adsız olandan

Ve

Kirazdan

Meyve dolduruyordum.

Ben aslında seninle

Hep meyve doldurdum

Kristal şekerlikleri

Derinden sular sandın

Verilmiş süreye

Ağladın da ağladın..

Elime üç kiraz aldım

İkisini yedim

Onlar haramdı dedi birden

Babam öyle demişti dünden..

Kiraz mısın aşk mı dedim.


Adı yazılmıştı artık

Adı bilinmeyen meyvenin..

Musa mıydı İsa mıydı

Arası bir şey olsa gerekti..

Aşk tek sözcüktü artık.

Meveddetti rahmetti.

Sütten ırmaklardı

Denizlere hiç durmadan kavuşan..

Anlamaya başlamıştı.

Çok önceden yazılmıştı.

Cibt artık tasadaydı.

Firavun muydu asa mıydı.

Böğürtlen miydi hassa mıydı.

Senin adın aşk dedim.

Yedi adın var

Yedisi de aşk dedim..


11.02.2024


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GIDALI ŞİİRLER

ÇOLPANLAŞMAK 2.0

CİLVE İŞVE